Sayfalar

24 Kasım 2012 Cumartesi

Uzun zaman oldu...

Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Bilgisayarımdaki bitmek bilmeyen sorunlar, bloggerın değişen yüzüne karşı uyum sağlayamayan parmaklarım...Bir türlü yazamadık sizlere. Bu arada bir sürü şeyler de oldu tabi. İyi - kötü... En iyi haberimiz oğluşumun her yeni gün sağlıkla büyümesi. Allah'a çok şükür ki dertsiz, tasasız 4 yılı geride bıraktık. 5. yaşına girdi oğluşum. Bir sürü güzel şeyler öğrendi yeni yaşıyla. Her geçen gün bizi gururlandırmaya devam ediyor paşam. En son bugün öğretmenler gününde yaptığı gösteriyle annesine en güzel hediyeyi verdi kuzum. Bizi merak eden dostlara selam olsun. Rabbim herkesin yavrusunu bağışlasın. Sevgiyle...
Eymen'im anneanesiyle...

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Seni Çok Seviyorum Anneciiiiimmm...


Benim tatlı oğlum büyüdü de okullara gider oldu. Kreşteki ilk gösterisini de yaptı kuzum. Okulda anneler günü sebebiyle güzel bir gösteri hazırlamışlar. Ve tabi bir de hediye. Gösterilerini okullarının bahçesinde sunacaklardı ancak, hava durumu izin vermedi. Tam gösteri saatinde sağnak yağmur yağmaya başladı. Biz de mecbur sınıflara geçtik. Sınıfımızda önce hediyelerimizi aldık, sonra da kuzularımızın gösterilerini izledik. Ellerindeki ponponları birleştirip "Seni Çok Seviyorum Anneciğim" demesi tarif edilemez bir mutluluk yaşattı bana. Gösteri saati Eymen'in uyku saatine denk gelince, yavrum bir hayli yorgundu. Hiç dayanamaz uykuya:) Bu güzel programdan sonra şöyle kocaman, çikolatalı bir dondurma hak etti oğluşum. Dondurmamızı aldık, yedik ve evimize geldik. Bütün günün yorgunluğunu derin bir uykuyla attı yavrum. Darısı yıl sonu gösterimize...
Uyku gözlerinden akıyor kuzumun.
Doğukan ile...
Oğluşumun tatlı arkadaşı Ecem Ayşe...

6 Mayıs 2012 Pazar

Fuar Ganimetlerimiz...

1 Mayıs'taki tatili fırsat bilip oğluşumuzu da alıp kitap fuarına gittik. Malatya'da ilki düzenleniyordu. Oldukça büyük bir alana kurulmuştu fuar. Aklınıza gelen tüm yayınevleri vardı. Oğluşumla gezdik gezdik ve bir sürü kitap aldık. Hem ona, hem bana. Kendime Murakami'den aldım yine. İmkansızın şarkısı, Oda (Emma Donoghue) ve Demiryolu hikayeleri isimli bir öykü kitabı. Eymen'den kendime bakmaya fırsat bulamadım açıkçası. Girer girmez ilk çocuk kitaplarına yöneldik ve kendimizi alamadık standlardan. Rengarenk kitaplar içinde oldukça uzun bir zaman geçirdik. Çok eğlendik. Fuarın ilk günüydü. Birçok yazarın söyleşileri ve imza günü de vardı programda. Eymen'imin çok yorulmasından ve uykusu gelmesinden dolayı uzun kuyruklar oluşturan imza sırasına giremedik tabi. Tekrarını şimdiden beklemeye başladık bile. İlgililere duyurulur.:)) Oğluşum kitabını seçti geziyor.
Vural Savaş,
Ayşe Kulin,
Ayşe Kulin,
Oğluşumun fuar sonu eve birlikte döndüğü ganimetleri.:)
**Fuarda ilk defa gördüğüm ve çok beğendiğim başka bir şey daha aldım. Satranc-ı Urefa. Yani Ariflerin Satrancı. İnsanın geçirdiği çeşitli halleri ve idrak seviyelerini öğreten güzel bir oyun. Amacı 100 hamlede ZİLLET'ten(Hor görme, aşağılık, alçaklık)- VİSAL'e(Dosta ermek, Sevgide kavuşmak) ulaşmaktır. En kısa zamanda bu oyunla tanışmanızı tavsiye ederim. Anlayarak ilerlemek zevk veriyor insana. Bu da Ariflerin Satrancı. Muhteşem bir şey...
Arayı uzatmamak dileğimle. Sevgiyle kalın dostlar...:)

27 Şubat 2012 Pazartesi

2. Karagöz - Hacivat Gösterimiz

Merhaba dostlar,
Eymen'im büyüyor. Bu aralar vakit bulamıyoruz pek çok şeye. Malum bir de kış. Oğluş okulunda çok keyifte. Çok şükür okulunu seviyor ve çok iyi vakit geçiriyor. Bugün okullarında bir tiyatro gösterisi vardı. İçinde Karagöz-Hacivat, Nasrettin Hoca-İbiş ve İlizyon gösterisi olan güzel bir sunum oldu. Aynı gösteri benim okulumda da segilendi. Çocuklar büyük bir heyecanla ve keyifle izlediler. Okulumdaki öğrencilerden bİr çoğu ilk defa tiyatro izledi çünkü.
Eymen'in 2. Karagöz gösterisi oldu bu. İlkini Kosova'dayken gölge oyunu olarak izlemişti. Bugünse canlı performans olarak izledi. Her ikisini de çok beğedi kuzum. Eymen izlediğinden beri her gördüğü yerde gösterir Karagöz ve Hacivat'ı. Görerek daha çok öğreniyor bıdıklar. Siz de tospamın fotoğraflarına bakarak keyfimize ortak olabilirsiniz :)









29 Ocak 2012 Pazar

Ankara'dan...

Merhabalar. Biz Ankara'dayız oğluşumla. 1 hafta oldu geleli. Ancak fırsat bulduk yazmaya. Biriken işler, doktor kontrolleri ve alışveriş derken koşturmacalı bir tatil oldu bizimkisi. Babamız çalışıyor o yüzden bizimle gelemedi. Oğluşumla otobüse bindik ve geldik dedesinin yanına. Otobüste çok akıllı durdu oğlum. 2. binişi bu. İlkinde gece yolculuğu yaptığımızdan uyumuştu çoğunlukla. Pek farkında değildi. Bu sefer gündüz yolculuğu yaptık. Etrafı izleye izleye geldik. Ve bir de çizgifilmleri. Otobüsün televizyonunda film izlemek çok hoşuna gitti Eymen'ciğimin. Şimdi bindiği tüm araçlarda "televizyon var mı anne ?diye soruyor.


Yalnız geldik geleli hava buz gibi. Kar, kış, kıyamet Ankara'da. Bu halden en çok çocuklar memnun tabii. Oğluşum kuzenleriyle bol bol kartopu oynadı.


İlk sinema filmine de gitti tatlım. Hem de 3 boyutlu...Neşeli Ayaklar 2...






Uzun bir süredir yurt dışında olmamız hasebiyle sinemayla tanışamamıştı Eymen. Teyzeleri ve kuzenleri ile birlikte Eymen'imi "Neşeli Ayaklar 2" filmine götürdük. Öğlen uykusuna denk gelmesi biraz şanssızlık oldu ama filmin başını ve sonunu izleyebildi gene de. Film başladıktan kısa bir süre sonra eniştesinin kucağına bırakıverdi kendini. Filmin sonuna doğru da uyanamış ve izlemiş neyse ki. Yavrular içeride eniştelerinin eşliğinde filmi izlerken biz de 3 bacı kız kıza gezdik alışveriş merkezinde.
Bu arada babasını çok özledi Eymen. Geldiğimizden beri babasıyla konuşmuyor. (Bizimle gelmediği için küstü galiba.:) ) Uykusu geldiğinde kısa süreli bir baba krizi tutuyor. Babamı istiyorum diye tutturuyor. Sonra oyalanınca unutuyor yaramaz.
Az kaldı zaten. Çarşamba gübü Allah'ın izniyle evimize döneceğiz.
Bizim gibi tatilde olan herkese iyi tatiller diliyoruz. Yolunuz açık olsun. Sevgiyle...

24 Ocak 2012 Salı

İlk Karnemiz.:)


Oğluşum, uzun sürecek eğitim hayatının merdivenlerinden hızlı adımlarla ilerlemeye başladı ve ilk basamağını başarıyla tırmanarak ödülünü aldı, bizi de ödüllendirdi. İlk karnemizi ve gelişim raporumuzu aldık geçen hafta. Ben tabi ki kendi miniklerime karne vermekle meşgul olduğum için, oğlum karnesini almaya babasıyla gitti. Hepsi "Çok başarılıyım" gülücükleriyle dolu bir karnemiz var.Kuzucuğum karnesini alır almaz beni aradı ve "Anne, tarnemin hepsi pekiyi."dedi. Ben de eve gittiğimde oğluşumu tebrik ettim ve en çok sevdiği çutta (çikolata) ile ödüllendirdim kuzumu.

Tarifi anlatılamaz bir mutluluk. Bütün gün karnesini elinden bırakmadı kerata. "Anne ben otuldan tarne almıştım de mi?" dedi durdu.
Bizi böyle güzel bir şekilde onurlandırdığın için çok teşekkür ederim anneciğim. Umarım hep böyle başarı dolu bir hayatın olur.

Seni çok seviyoruz oğlum.:)

***Bunlar da oğlumla birlikte, benim incilerime karne hediyesi olarak hazırladığımız kelebek şekerlerimiz. Eymen'in de emeği çok. Çiçeklerimi şekilli delgeçle delerek oğlum hazırladı ve ilk şekeri de kendi kaptı tabiiii. Ellerine sağlık kuzum...

4 Ocak 2012 Çarşamba

Tospamın İlk Özgün Çalışması...

Oğluşum eli kalem tutmaya başladığından beri çeşitli yönlerde karalamalar yapardı. Bu karalamalar zamanla yerini renklerle boyamalara,resimleri boyamalara ve hatta sınırlarıdan taşırmadan boyamaya kadar ilerlemişti. Ta ki bu akşama kadar.



Akşam olay şöyle gelişir:
"" Eymen annesinin kağıtlarından birine sulanır ve alır. Kalemini de tabi. Başlar koltukta kendi kendine kâğıda (ve koltuğa)birşeyler çizmeye. Daha öncesinden alışkın olunduğu için anne pek ilgilenmez bu çizimle. Kendi kendine çizsin der bu sefer. Fakat bu defa başkadır. Oğluş anneye dönüp:"Anne bak ben tendimi yaptım." diyene kadar. Anne kafasını çevirir ve tam bir şok....""
Gözleri, burnu, ve kafasının yuvarlağı olan bir yüz. Oğuşum yuvarlak çizmeye bile yeni yeni başlamışken,bir çocuk kafası çizebilmesi beni hem şaşırttı, hem sevindirdi açıkçası biraz da duygulandırdı. Üstelik saçlarını bile yapmış kuzum. Büyüdüğünü bu kadar net görebilmek çok güzeldi.
Oğluşumun İlk Özgün Çalışması (Kendi resmi)

Oğluşum resmini babasına gösterdi. Diyaloğumuz aynen şu:
B:-Oğlum ne yaptın? Fil mi çizdin sen?
E:-Hayır baba. Ben tendimi çizdim. Eymen bu Eymennnnn.
:)
Oğlum daha sonra bizim resimlerimizi de çizdi. Çok güzeldi. Ellerine sağlık oğluşum.
Beni çizdiğinde bir de resmimi gösteriyor bana. "Dur azını da çiziyim. Anne bunlar taş taş "diye diye çizdi oğlum beni. (Gözlerin yanında iki küçük yuvarlak çizmiş. Benim kaşlarımı.):)
Oğluşum büyüyor dostlar... Sevgiler...