Sayfalar

31 Temmuz 2010 Cumartesi

Eymen'le Tatil Maceralarımız

Merhabalar, Biraz ayrı kaldık bloğumuzla. Küçük bir tatil ve ardından eski düzene alışma derken epey vakit geçti. Elimiz bir türlü değmedi ki yazalım tatil anılarımızı. Ancak fırsat bulduk. Affola... Bu tatil Eymen'i gerçekten çok etkiledi. Belki büyüdüğünde bunları hatırlayamayacak ama şuanki gelişimine önemli katkılar sağladığını söyleyebilirim. Konuşması,algısı, tepkileri daha da gelişti. Gördüğü her yeni yerde bir önceki gördükleriyle benzer ve farklı olan şeyleri keşfetmeye başladı. Artık oğlum büyüdüğünde bloğumuzu ve fotoğraflarını göstererek hatırlamasına yardımcı olacağız. Tabi biraz zorlukları da oldu yolculuğumuzun. Araba koltuğundan sıkılıp kalkmak istemesi en büyük sıkıntımızdı yol boyunca. Bir de sıcak hava. Gerçekten onun için zorlu bir yolculuktu. Ama Allah'a şükür sağ salim, hastalanmadan atlattık turumuzu. Tatlı oğluşumun su sevgisi nedeniyle fırsat bu fırsat denizle tanıştırmak istedik. Tatil planımızı ve hazırlıklarımızı tamamlayarak yola çıktık. İlk durağımız Karadağ(Montenegro) oldu. Ulçin ve Budva'da deniz tatili yaptık birkaç gün. Budva'nın denizi inanılmaz güzeldi. Eymen ilk defa görmesine rağmen çekinmedi denize girmekten. Ama yine de en çok kıyıdaki taşlarla oynamayı tercih etti İkinci durak: Hırvatistan_Dubrovnik Üçüncü durak: Hırvatistan_Plitviçka Gölü Öyle muhteşem bir yerdi ki, gerçekten görülmeye değer bir doğa harikası. Sadece durgun bir göl değil, aynı zamanda şelalelerin olduğu ve çağıl çağıl akan sulardan yüzünüze serpen su damlacıklarının serinliğini hissedebileceğiniz bir yer Plitviçka Gölü... Gölde gezmek için farklı turlar düzenleniyor. En kısası 2,5 saat sürüyormuş. Biz çocuklu olduğumuz için F turunu yani tekne turunu tercih ettik. Ama sandık ki bize tüm gölü tekneyle gezdirecek. Yok anacım yok. Tekne bizi sadece bir bölgeden bir bölgeye götürdü. Gezilecek alan o kadar büyüktü ki, sadece yarım saat yemek molası dışında durmaksızın turumuz tam 5 saat sürdü. Büyüklüğünü siz düşünün artık. Gölde bebek arabasıyla gezmek mümkün değil.Çünkü hem kalabalıktı, hem de yürümek için gölün üzerinde kurdukları tahta yol buna müsait değildi. Eymen'in arabasını bir köşeye bıraktık mecburen. Yola babasının kucağında devam etti kerata. Tekneyle gezerken de Eymen balıklara ve ördeklere bisküvi attı. Biküviye gelen balıkları izlemek çok hoşuna gitti. Dördüncü durak: Avusturya_Viyana Viyana'da Schönbruun sarayının bahçesindeki hayvanat bahçesini çok beğendi oğlum. İçinde binbir çeşit hayvan vardı. Eymen en çok su aygırlarını sevdi. Onlara "hav,hav" deyip durdu.( Yavrum benim. Köpekleri çok sevdiği için tüm hayvanlara hav hav diye sesleniyor. )Öyle bir bağırıyordu ki, su aygırı bir ara Eymen'e ters ters bakıp suyun içine daldı ve hışımla baloncuklar çıkarmaya başladı. Çok komikti gerçekten. Prater Lunaparkı da görülmeye değer yerlerdendi. Çocuklara göre çok fazla oyuncak yoktu ama büyükler için muhteşem bir eğlence merkeziydi. Biz tabi Eymen'i bırakamadığımız için sadece izlemekle yetindik. Beşinci durak: Macaristan_Budapeşte Şehri Buda ve Peşte olarak ikiye ayıran Tuna nehrinin güzelliği insanı gerçekten etkiliyor. Budapeşte Kalesinden Tuna manzarası ise bir harikaydı... Altıncı durak: Sırbistan_Belgrad Belgrad Kalesi'nden şehir farklı bir güzellikteydi. Yine Tuna nehrinin ışıltısı her yanı kaplıyordu. Eymen askeri müzedeki tankları görünce çok heyecanlandı. (Büyük araçlara çok ilgisi var da bu aralar.) Oğlum ilk müzesini de Belgrad'da gezdi. Türk mimarisiyle yapılan ve Türk motifleriyle döşenmiş bu ev bir prensese aitmiş. Yedinci ve son durak: Kosova_Priştina_Evim Evim Güzel Evim... Eymen 12 gün sonra yatağını ve oyuncaklarını öyle özlemiş ki. Eve gelir gelmez arabasına bindi ve bütün oyuncaklarını, sanki hepsiyle aynı anda oynayacakmış gibi, salona dağıttı. Tabi sabah toplaması bana kaldı yine :) Yorucu olmasına rağmen güzel bir tatil oldu hepimiz için. Bize bu güzelliği yaşatan ve sınırsız sponsorluğuyla destek olan eşime( Oğluşum da babasına) teşekkürü borç biliriz...