Sayfalar

20 Haziran 2010 Pazar

Babamın Günü :)


Oğlum bugün babasının gününü kutladı. Sabah kalktığında "baba" diye seslendi ve benim suflörlüğümde yanağına bir öpücük kondurdu. Babası da Ona kocaman sarıldı. Ben de mutlulukla katıldım bu güzel manzaraya. Kendi babacığımın, Eşimin ve Tüm babaların gününü kutluyorum. Allah onları başımızdan eksik etmesin. Babalarımıza Sevgilerimizle...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Minik Yüzücümüzün Havuz Sefası

Canımın içi, güzel oğluşum sıcaklardan çok bunalıyor. Bir de şu popomuzdaki bez olunca tabi... Izdırabımız ikiye katlanıyor. Henüz hazır değil küçük beyimiz çişini söylemeye, bu nedenle beze devam. Ama yaz günlerinde ayrı bir zorluğu var ki bilirsiniz.
Oğlumun su ile olan ilgi ve alakasından bahsetmiştim. Elini bile yıkarken ayrılamıyor çeşmenin başından. Günde 3 kere üstünü değiştiriyoruz. Bir bakmışsın eline almış bir hortum, ya üstüne döküyor, ya çiçeklerimizi suluyor!

Durum böyle olunca ve de tatile çıkmaya epeyce vakit olunca, biz de oğluşa havuz almaya karar verdik. İlk önce ben oynasın diye balkona kova ile su koydum ve içine oyuncaklarını attık. Ama kesmedi tabi bu faaliyet Eymen'i. Akşam aniden aklımıza düştü ve kalktık gittik markete, oğluşuma havuz almaya. Akşam babasıyla şişirdiler ki sabaha hazır olsun diye. Ama durur mu bizimki. Suluğunu aldığı gibi kaçıyor havuza dökmeye çalışıyor. Tabi her seferinde yakalayıp, sabaha kadar beklemesini söylüyoruz.

Sabah kalkar kalkmaz daha kahvaltısını yapmadan tutturdu vallahi. Havuzu almış sokak kapısına gidiyor yaramaz. Sanıyor ki dışarı götüreceğiz. Velhasıl koyduk balkona ve başladık suyla doldurmaya. Bir kova sıcak, bir kova soğuk...Malum üşütmesin kuzucuğum...İçine de kule yaptığımız kuplarını, plastik toplarını, arabalarını attık, yüzdürdük.

Öyle keyif aldı öyle keyif aldı ki, elleri ayakları buruş buruş oldu ama yine de çıkmak istemedi sudan. Bir çıkıyor ağzına bir peynir atıyor, bir giriyor havuzdan su içiyor.:( Oğlum içilmez dedikçe inadına yapıyor tabi.



Yaklaşık 2 saat oynadı suyla. Çıkarıp duş aldırdım. Balkona geri geldiğimizde yine girmek istedi ama izin vermedim tabi. Çünkü yavaş yavaş güneş balkondan çekilmeye başlamıştı. Hasta olmasın diye bu günlük yeter dedik. Su ile oynamanın verdiği mutluluk ve yorgunluk ile uykusu geldi bizimkinin. Sütü içtiği gibi mama sandalyeside uyuya kaldı.



(Ertesi gün de Eymen'in arkadaşı Kamelya bize geldi ve birlikte oynadılar havuzda. İkisi de çok eğlendi. Ancak onun fotolarını Aylin teyzesi çekti. Bize yollayınca yayınlayacağız. Buradan hatırlatalım.)
Minik Yüzücüm benim. İyiki varsın oğluşum.Seni çok seviyoruz...

5 Haziran 2010 Cumartesi

Uçurtma Şenliği ve Atla Gezintimiz

Merhabalar. Bugün yine keyifli bir hafta sonu gezmesi oldu Eymen için. Oğlumun yaşamındaki yeni ilkleri paylaşacağız sizinle. Bugün Kosova'daki Eulex Türk Kontenjan Polisinin her yıl düzenlediği uçurtma şenliğine katıldık önce. İki haftadır hava muhalefeti nedeniyle erteleniyordu. Nihayet bugün yapıldı. Geçen sene oğluşum uçurtmayı tanıyamayacak kadar küçük olduğundan gitmemiştik ama bu sene katılalım dedik. Uçurtmamızı aldık ve çıktık meydana. Gökyüzü ayyıldızlı ve taraftar renkli uçurtmalarla dolmuştu. Elinden kaçıranlar mı dersiniz, başkasının uçurtmasına takılıp kopanlar mı. Özgürce uçuyorlardı gökyüzünde. Oğlum da babasıyla beraber ilk defa uçurtma uçurdu. Benim de ilk uçurtma deneyimim oldu bu aslında. ( Şimdiki çocuklar gerçekten çok şanslı.) Ancak Eymen, uykusunun gelmesi nedeniyle tahmin ettiğim kadar istekli olmadı doğrusu. Biraz uçurtma ile ilgilendikten sonra yeşilliklerde gezmeye ve arkadaşı Belinay'la top oynamaya başladı. Zeynep ve Betül ablalarımız da uçurtmadan sonra papatya toplayarak güzel bir taç yaptırdılar annelerine. Günün kleopatrası onlar oldu. Bayağı eğlendik. Eymen'imin uykusu iyice bastırınca ve pek de kimse kalmayınca oradan ayrıldık. Organizasyonu düzenleyen Türk Polisimize tekrar teşekkürlerimizi iletiyorum buradan. Gerçekten güzel bir şenlik oldu. Akşamüstü ise arkadaşlarımızla yakındaki bir at çiftliğine gittik. Eymen atları çok seviyor. Orada yakından görünce de yine "ooooo" demeye başladı. Biraz atlara bakıp, etrafı gezdikten sonra görevlinin getirdiği ata bindik. Eymen'i ilk başta kendi başına oturtup gezdirmek istedik. Tabi babası ve ben yanlardan tutacaktık. Ama Eymen atın üstüne binince başladı ağlamaya. Eyvah korktu bir daha binmek istemeyecek dedik ama şükür ki öyle olmadı. Babamız bir iki tur attıktan sonra Eymen'i de önüne oturttuk. Bu sefer çok keyifle oturdu ve bana el salladı. Atın üstünde gerçekten çok mutlu ve çok tatlı görünüyordu. Eymen ve arkadaşı Belinay dekor halinde duran at arabasına tırmanıp durdular. Biz de oturttuk tabi. Dizginleri bile ellerine aldılar hemen. İleride iyi bir at binicisi olurlar umarım. Daha sonra ben de denedim ata binmeyi. İlk defa at bindiğim için ben de biraz tedirgin oldum ama sonra alıştım. Allah'tan sakin bir attı. Bize kızıp üstünden atmaya falan kalkmadı yani.
Eymen'in Zeynep ablası da ata binmeyi çok sevdi. İkisi de babalarıyla birlikte epey turladılar at üstünde. Bundan sonra sık sık gideceğimiz bir yer oldu at çiftliği. Sık kullanılanlara ekledim bile :)

Çocuklarımıza yeni ve olumlu yaşantılar kazandırmanın mutluluğuyla evimize döndük.