Sayfalar

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Seni Çok Seviyorum Anneciiiiimmm...


Benim tatlı oğlum büyüdü de okullara gider oldu. Kreşteki ilk gösterisini de yaptı kuzum. Okulda anneler günü sebebiyle güzel bir gösteri hazırlamışlar. Ve tabi bir de hediye. Gösterilerini okullarının bahçesinde sunacaklardı ancak, hava durumu izin vermedi. Tam gösteri saatinde sağnak yağmur yağmaya başladı. Biz de mecbur sınıflara geçtik. Sınıfımızda önce hediyelerimizi aldık, sonra da kuzularımızın gösterilerini izledik. Ellerindeki ponponları birleştirip "Seni Çok Seviyorum Anneciğim" demesi tarif edilemez bir mutluluk yaşattı bana. Gösteri saati Eymen'in uyku saatine denk gelince, yavrum bir hayli yorgundu. Hiç dayanamaz uykuya:) Bu güzel programdan sonra şöyle kocaman, çikolatalı bir dondurma hak etti oğluşum. Dondurmamızı aldık, yedik ve evimize geldik. Bütün günün yorgunluğunu derin bir uykuyla attı yavrum. Darısı yıl sonu gösterimize...
Uyku gözlerinden akıyor kuzumun.
Doğukan ile...
Oğluşumun tatlı arkadaşı Ecem Ayşe...

6 Mayıs 2012 Pazar

Fuar Ganimetlerimiz...

1 Mayıs'taki tatili fırsat bilip oğluşumuzu da alıp kitap fuarına gittik. Malatya'da ilki düzenleniyordu. Oldukça büyük bir alana kurulmuştu fuar. Aklınıza gelen tüm yayınevleri vardı. Oğluşumla gezdik gezdik ve bir sürü kitap aldık. Hem ona, hem bana. Kendime Murakami'den aldım yine. İmkansızın şarkısı, Oda (Emma Donoghue) ve Demiryolu hikayeleri isimli bir öykü kitabı. Eymen'den kendime bakmaya fırsat bulamadım açıkçası. Girer girmez ilk çocuk kitaplarına yöneldik ve kendimizi alamadık standlardan. Rengarenk kitaplar içinde oldukça uzun bir zaman geçirdik. Çok eğlendik. Fuarın ilk günüydü. Birçok yazarın söyleşileri ve imza günü de vardı programda. Eymen'imin çok yorulmasından ve uykusu gelmesinden dolayı uzun kuyruklar oluşturan imza sırasına giremedik tabi. Tekrarını şimdiden beklemeye başladık bile. İlgililere duyurulur.:)) Oğluşum kitabını seçti geziyor.
Vural Savaş,
Ayşe Kulin,
Ayşe Kulin,
Oğluşumun fuar sonu eve birlikte döndüğü ganimetleri.:)
**Fuarda ilk defa gördüğüm ve çok beğendiğim başka bir şey daha aldım. Satranc-ı Urefa. Yani Ariflerin Satrancı. İnsanın geçirdiği çeşitli halleri ve idrak seviyelerini öğreten güzel bir oyun. Amacı 100 hamlede ZİLLET'ten(Hor görme, aşağılık, alçaklık)- VİSAL'e(Dosta ermek, Sevgide kavuşmak) ulaşmaktır. En kısa zamanda bu oyunla tanışmanızı tavsiye ederim. Anlayarak ilerlemek zevk veriyor insana. Bu da Ariflerin Satrancı. Muhteşem bir şey...
Arayı uzatmamak dileğimle. Sevgiyle kalın dostlar...:)